16 Temmuz 2011 Cumartesi

“İnsanlar kendilerini zorlamayacak müziği tercih ediyor”


By on 07:25:00

© Zülal Kalkandelen
Cumhuriyet / 16 Temmuz 2011

Glasgowlu rock grubu Mogwai Rock’n Coke’un konuğu

Yılın en heyecanla beklenen etkinliklerinden birisi Rock’n Coke, bu yıl sahneyi yeniden kurdu. 2010’da iki yılda bir düzenleneceği açıklanan festivalin bu yılki programında yer alan gruplardan birisi, enstrümantal rock’ın başarılı gruplarından Mogwai.

Daha önce 2006’da Phonem By Miller kapsamında Yeni Melek’te sahneye çıkmıştı grup. Bu defa 17 Temmuz Pazar akşamı daha iyi bir ses düzeninde Hezarfen Havaalanı’nda dinlemeyi umuyoruz. Beş kişilik grubun üyelerinden Barry Burns konser öncesi sorularımı yanıtladı.

Bu yıl çıkan “Harcore Will Never Die, But You Will” adlı albümünüzde kullandığınız enstrümanlar ve sesler açısından herhangi bir değişiklik oldu mu?

Dergilere bagetle vurarak çıkardığımız birtakım garip sesler var. Ayrıca bilgisayarla elde ettiğimiz gürültülü sesler öncekilerden daha fazla.

Yeni albüm dinleyici açısından Mogwai’nin farklı esin kaynaklarını ortaya koyan bir belge gibi. Kayıt süreci sizin için nasıldı? Bu dönemde temel esin kaynaklarınız ne oldu?

Genel prosedüre uygundu her şey. İçimizden birisi bir fikir ortaya atarken diğerleri de kendi üzerine düşeni yaptı. Bir şarkının nasıl ortaya çıkacağına ilişkin bir yol yok; ilk başta herkes bireysel çalışır. Hepimiz Glasgow’da, hatta Britanya’da yaşamadığımız için internet çok önemli bir rol oynadı. Belli bir esin kaynağı söyleyebileceğimden emin değilim. Çünkü her şey bilinçli bir şekilde gelişmiyor, kendiliğinden oluyor.

Vokalsiz müzik yapmak konusunda ne gibi zorluklar ya da kolaylıklar söz konusu? Parçalardaki duyguyu ortaya koymak için belli yollarınız var mı?

Biz hep bu şekilde çalıştık. Bu nedenle vokal içeren şarkılarla bir kıyaslama yapmak olanaksız. Şarkılarımıza herhangi bir duygu yüklemesi yapmaya çalışmıyoruz; bu dinleyicinin deneyimleyip ortaya çıkaracağı bir şey. Müziği nasıl yaptığımızı anlatmak çok zor, çünkü hiçbir sırrımız ya da kuralımız yok.

Yeni albümdeki “Mexican Grand Prix”, daha önceki çalışmalarınıza benzemeyen farklı bir parça. Ayrıca “Mr. Beast”ten bu yana ilk kez bir Mogwai albümünde vokal duyduk. Bu parçanın gerisindeki düşünce neydi?

Şarkı sözlerini biz yazmadık. Vokalleri üstlenen arkadaşımız Luke Sutherland yazıp söyledi. Bariz bir Alman soundu var, bizim için de yeni bir şey. Parçayı kaydettikten sonra Luke’dan üzerine gitar kısmını çalıp eklemesini rica ettik. Ama o vokal eklemeyi tercih etti, bizim de hoşumuza gitti. Böyle ortaya çıktı parça.

"MÜZİĞİN NEDEN MUTLAKA GÖRSELLİKLE İLİŞKİLENDİRİLMESİ GEREKTİĞİNİ ANLAMIYORUM"

Şarkıları yazarken, aklınızda herhangi bir imaj ya da tema oluyor mu, yoksa onları sadece müzik olarak mı düşünüyorsunuz?

Aklımızda herhangi bir imaj olmuyor. Aslında birisi çıkıp müzik yaparken aklında belli imajların olduğunu söylediğinde zaten ben ona inanmıyorum. Müziğin neden mutlaka görsellikle ilişkilendirilmesi gerektiğini de anlamıyorum. Beşimizin görüp ortaya koyduğu bir şey ya da ortak bir tema yok. Bu sadece müzik ve biz birlikte çalmaktan zevk alıyoruz.

Grubun içinde “de facto” bir lider var mı?

Hayır, inanılmayacak kadar demokratik bir grubuz. Bazılarımız röportaj vermekte daha iyi olduğundan diğerlerine göre medyada daha çok görünür ama belli bir lider yok. Bu kadar uzun zaman arkadaş kalabilmemizin de nedeni bu bence.

3.5 dakikalık şarkı kalıbına uymaya çalışmadığınıza göre bir şarkının tamamlandığına nasıl karar veriyorsunuz?

Hiçbir fikrim yok! Sanırım herhangi bir şey eklemeye gerek duymadığımızda karar veriyoruz. Kayıt yaparken şarkının içinde çok fazla şey olup bitiyor, bir sürü faktör giriyor işin içine. İşte o anda prodüktör yardımı gerekiyor.

"İNSANLAR POP'U SEVİYOR"

Şarkı adlarına nasıl karar veriyorsunuz?

Her zaman saçma isimler olur bunlar. Gazetede gördüğümüz bir haber, arkadaşların söylediği bir şey ya da herhangi bir şaka gibi...

İnsan enstrümantal müzik dinlerken bir anda önünde yepyeni bir dünya açılıyor gibi hissediyor. Ancak yeni albümünüzün Amazon’daki tanıtım yazısında, “Herkes Mogwai’yi anlamaz, onları müthiş yapan da budur” diyor. Mogwai’nin dünyasına girmek çok kolay değil diyebilir miyiz? Öyleyse, bunun nedeni şarkı sözü olmaması mı başka bir şey mi?

İnsanlar pop’u seviyor. Kendilerini zorlamayacak müzikleri tercih ediyorlar. (Yine de bir kısım pop müzik de çok iyi, sanırım bunlarla aynı kategoride değiller.) Ayrıca insanlar sözlerine eşlik edeceği şarkıları seviyor. İçinde bulunduğumuz dönemde enstrümantal ya da dinleyiciden çaba bekleyen müziğe bir şans verilmesi zor. Bunun için sabır gerekir ama insanlar bu sabrı göstermemeyi tercih edebilir. Öyle olsun bakalım!

Stuart Braithwaite bir keresinde, “Herkes Mogwai Young Team’i sevdiği için mutluyum, ama yaptığımız en iyi albüm olduğunu düşünmüyorum” demişti. Bir süre önceyse, o albümün tam bir felaket olduğunu söyledi. 2008’de ise, “Şimdi dinleyince o albümden gerçekten gurur duyuyorum” dedi. Sizin bu albümle ilgili şu anki düşünceniz ne?

Seviyorum ama grubun geri kalanını o dönemde tanımak dışında benim albüme hiçbir katkım yok. 8-9 yıldır hiç dinlemediysem de sadece bu nedenle Young Team’i çok seviyorum.

"POST-ROCK APTALCA BİR İFADE"

Bazı gruplar post-rock grubu olarak anılmaya itiraz ediyor. Sizin tavrınız ne?
Rock grubu denilsin yeter. Post-rock aptalca bir ifade. Bizim için hiçbir anlamı yok.

Hardcore Will Never Die But You Will”in özel paketinde 23 dakikalık film müziği içeren bir ek CD yer alıyor. Douglas Gordon ve Olof Nicolai’nın “Monument for a Forgotten Future” adlı yerleştirme çalışması için yaptığınız müzikler var içinde. Bu proje nasıl başladı? “The Fountain” adlı film için yaptığınız müzikten ne açıdan farklıydı?

Douglas’la daha önce Zidane filmini yaptık. Berlin’de bana çok yakın bir yerde yaşıyor. Bu nedenle iyi arkadaş olduk. Bir gün bana yeni projesi için müzik yapıp yapamayacağımızı sordu. Tabii biz de bu fırsatı kaçırmadık. Gerçekten çok iyi bir sanatçı, ayrıca projesi de ilgimizi çekti. The Fountain tamamen farklıydı. Orada yaptığımız şey, diğer müzisyenlerin yaptığı müziğe göre bizden bekleneni çalmaktı. Çaldığımız bölümlerin bir kısmını kullandılar. Hiç hoşuma gitmedi oradaki çalışma. Aslında şimdi düşününce... grubun geri kalanı için konuşamam ama doğrusu ben nefret ettim.


Bazı röportajlarda Avrupa turnenizde sahnede size özel videoların eşlik edeceğini söylemiştiniz. İstanbul’da da olacak mı bu?

Emin değilim ama öyle sanıyorum. O videolar, insanların bizim aptal yüzlerimize bakmasını engelliyor.





-

Yazan: Zülal Kalkandelen

Translate