10 Temmuz 2011 Pazar

BON JOVİ, HÂLÂ DELİKANLI GİBİ


By on 10:58:00

© Zülal Kalkandelen
Cumhuriyet / 10 Temmuz 2011

Ben de birçok müziksever gibi Galatasaray’ın Aslantepe’deki yeni stadı Türk Telekom Arena’ya cuma gecesi ilk kez adımımı attım.

80 ve 90’lı yılların ünlü rock grubu Bon Jovi’nin 18 yıl sonra İstanbul’a gelişi, kentte hissedilir bir heyecan dalgası yarattı. Stadyuma gidiş ve gelişte metroda yaşanan izdihama tanık olsaydınız, bütün İstanbul halkının o konsere gitmiş olduğunu bile düşünebilirdiniz.

REDD'DEN ALKIŞLANACAK HAREKET

Bon Jovi öncesinde açılış konserini ülkemizin beğenilen rock gruplarından Redd verdi.

Metrodaki yoğunluk nedeniyle konserin tümünü izleyemedim ama geceye damgasını vuran olay, Redd’in “Masal” adlı şarkısını Ahmet Şık ve Nedim Şener’e adaması ve “Onlar da bu konseri bizimle izlemeliydi” diyerek şarkı boyunca Şener ve Şık’ın fotoğraflarının olduğu insan boyutundaki kartonetleri sahnede tutması oldu.

Herkesin korkudan sustuğu bir ortamda Redd’in yaptığı önemlidir.

BON JOVİ, 160 DAKİKA SAHNEDE KALDI

Bon Jovi, planlanandan 15 dakika önce 20.45’te sahneye çıktı. “Raise Your Hands” ile stadyuma taşıdığı coşku, toplam 160 dakika süren konserde hiç bitmedi.

Grubun vokalist ve gitaristi Jon Bon Jovi, üniformayı andıran altın sarısı işlemeli kırmızı ceketi ve daracık siyah pantolonuyla sahnede göründüğünde, maçlarda duyduğunuz tezahürata kadınların çığlıkları karıştı.

Sahnenin iki kenarında stadyum konserlerinin vazgeçilmezi olarak duran iki büyük ekrana karşılık, bir de grubun arkasına konulan 35 metrelik dev bir ekran vardı. Çoğunlukla grup elemanlarını devasa boyutlarda gördüğümüz bu ekranlara zaman zaman çeşitli görüntüler yansıdı.

Captain Crash & The Beauty Queen From Mars”da seksi kadınlar, “Lost Highway”de yol görüntüleri, “We Weren’t Born to Follow”da John Lennon fotoğrafı, barış işareti, ayağa kalk, diren, ileriye git, inan şeklinde yazılar gördük.

Ancak bu yanıltıcı olmasın; kariyeri boyunca belirgin bir siyasi bir kimliğe sahip olmadı Bon Jovi; sadece bu tür mesajları ekrana yansıtmak stadyum konserlerinde bir moda haline geldi.

Konserin en ilginç anlarından birisi, Bon Jovi’nin ceketini ve tişörtünü sahnede çıkartıp birden arkasında “Bon Jovi 10” yazan ay yıldızlı Türkiye formasını giymesi oldu. Konserin bir bölümünü bu formayla söyleyip, “İstanbul... It’s My Life” deyince de alkış tufanı koptu.

Seyircisini nasıl yakalayacağını çok iyi biliyor Jon Bovi. Yalnız konserin sonuna doğru eline tutuşturulan Galatasaray atkısını havaya kaldırınca binlerce kişi tarafından yuhalandı. Ama durumu derhal fark edip anında indirdi.

Grup, Jon Bon Jovi’nin konserden önce dizinden geçirdiği ameliyata ve gitarist Richie Sambora’nın kısa bir süre önce gördüğü alkol tedavisine karşın, bitmeyen enerjisiyle, “Bad Medicine”, “Keep the Faith”, “I’ll Be There For You”, “Blaze of Glory”, “You Give Love A Bad Name”, “Livin’ On A Prayer” gibi beklenen bütün şarkılarını çaldı.

Roy Orbison’un “Pretty Woman” adlı şarkısını çalmaları ise, gecenin en güzel anlarındandı. Bis için iki kez sahneye geldikleri konser “Always”le sona erdiğinde herkes mutluydu.

Ben stadyum konserlerine fazla meraklı değilim; ama diyorum ki bir stadyum konseri ancak bu kadar coşkulu olabilir. Bon Jovi hiç yaşlanmamış; 28 yıldır sahnede ve hâlâ delikanlı gibi.



(Birinci fotoğrafı internetten buldum. Çeken İlke Hatipoğlu. İkincisini, fotoğrafları gönderen halka ilişkiler sorumlusu aracılığıyla buldum. Fotoğrafçı ismi belirtilmemişti. Üçüncüsünü çeken Erdal Mahir Curan. Videoyu gönderen Gökhan Ayışığı'na @brovision teşekkür ederim.)

-

Yazan: Zülal Kalkandelen

Translate