6 Temmuz 2011 Çarşamba

Efes Pilsen One Love 10. Yılında Kabına Sığmadı


By on 01:05:00

© Zülal Kalkandelen
Cumhuriyet / 5 Temmuz 2011



Efes Pilsen One Love Festival, geçtiğimiz hafta sonu 10. yılını kutladı. Santralistanbul’da gerçekleştirilen festival, bu yıl 30 bin izleyiciyle her zamankinden daha kalabalıktı.

Bu kadar çok ilgi görmesi sevinilecek bir durum. Ancak özellikle pazar günü ortam aşırı kalabalıktan yürünmez oldu. Belli ki, mekan artık festivale dar geliyor; ya etkinliği daha büyük bir yere taşımak ya da satılan bilet sayısına sınır koymak gerekebilir.

Festivalin bu kadar ilgi görmesinde önemli etkenlerden birisi de, şehir merkezine olan yakınlığı. Ayrıca Taksim’den Santralistanbul’a gün boyunca yapılan ücretsiz ring seferleri de ulaşımı kolaylaştırıyor. Festivalin artı hanesine yazılacak noktalar bunlar.

Veganlar düşünülmediğinden ben yine yiyecek bulamadım; ama Sonisphere’deki gibi herkes aç kalmayınca bu konuda şikayet olmadı. Festival organizatörlerinden ricam, dışardan yemek getirmeye izin verilmiyorsa, yiyecek alternatiflerini çoğaltsınlar.

Geçen yıllarda olduğu gibi, bu yıl da iki sahnesi vardı festivalin. Birisi, yerli müzisyenlerin çıktığı Dolu Dolu Müzik Sahnesi, diğeri Ana Sahne.

Bir kez daha Cake...

Ana Sahne’de yer alacak isimler ilk açıklandığında açıkçası ben programı çok güçlü bulmamıştım. “Yenilikçi tarzlarıyla dikkat çeken isimlerin” konuk olduğu söylenen bir festivalde, yıllardır hiçbir yenilik yapmayan ve daha önce İstanbul’da defalarca konser vermiş olan Cake vardı. Ama Cake’i dinlemeye gelen büyük kalabalığı görünce, işin organizatörler açısından farklı göründüğünü bir daha anladım.

Nijerya asıllı Nneka, hip-hop ve soul alanında ismi öne çıkan, yetenekli bir müzisyen.

Akşamüstü çoğunluğun çimenlere yayılıp sohbet etmeyi tercih ettiği bir saatte sahneye çıktı ama dikkate değer bir performans sundu.

İlk günün merakla beklenen konuğu, 80’lerdeki “Madchester” akımının öncüsü Happy Mondays’ti. Ancak son yıllarda gördüğüm en büyük hayal kırıklığı yaratan konserlerden birisiydi.

Shaun Ryder liderliğindeki ekip, sahnede öylesine sönüktü ki, “Keşke bu hallerini hiç görmeseydik” dedirtti. Adı Happy Mondays’le özdeşleşen grup üyesi Mark “Bez” Berry’nin ekipte yer almayışı da çoğu kişiyi üzdü.

Cumartesi gecesi Ana Sahne alternatif rock’ın en politik gruplarından Manic Street Preachers’ı ağırladı. “Motorcycle Emptiness”, “A Design for Life”, “Suicide is Painless” gibi beklenen hitlerini de seslendirdikleri konser, yıllar önce Rock’n Coke’ta verdikleri konserden daha coşkuluydu.


90’lar denince akla gelen en önemli gruplardan Suede, ikinci günün assolistiydi. Brett Anderson, tükenmeyen enerjisi ve güçlü sesiyle mükemmel bir grup lideri.

Dinleyicinin şarkılara eşlik etmesi için çabaladıysa da, sözleri herkes bilmediğinden pek başarılı olamadı ama alkışlar hiç eksik olmadı.

O konserde “Trash”i canlı dinlerken 96 yılına ışınlanıp hayalindeki anıları yeniden yaşamayan yoktur herhalde.







Festivalin Yıldızı Editors oldu

Ancak festivalin yıldızı, 21. yüzyılda post-punk’ın yeniden canlandırılmasında öncülük eden gruplardan Editors oldu.

Daha önce 2006’da Rock’n Coke’ta da çok güzel bir konser vermişlerdi; ama bu defaki yanına beş yıldız konulacak türden unutulmazdı.

Başlangıçta pek de müzikle ilgilenmiyor görünen kalabalığı bile kısa sürede avuçlarının içine almayı bildiler. Bir an bile heyecanın dozu düşmedi sahnede.

10 yıldır İstanbul müzik sahnesini renklendiren Efes Pilsen One Love’a nice 10 yıllar diliyor, festivalin düzenlenmesinde emeği geçenleri kutluyorum.

-

Yazan: Zülal Kalkandelen

Translate