25.7.2015
Avrupa’nın en büyük plak üretim tesisini gezdik
(Bu yazı, ilk olarak Cumhuriyet gazetesinde yayınlanmıştır.)
Amsterdam’ın Haarlem adlı endüstriyel bölgesinde 1958 yılında Dirk Slinger tarafından kurulan Record Industry, Avrupa’nın en büyük plak üretim tesisi. Geçen hafta dünyanın farklı ülkelerinden bir grup gazeteci, 6500 m2’lik bir alanda faaliyet gösteren tesisin özelliklerini bugünkü sahibi Ton Vermeulen’den dinledik. 1969’da CBS (Columbia Records) tarafından alınan fabrikada, 1980’lerde Michael Jackson’ın “Thriller” albümünün 35 milyondan fazla kopyası basılmış. Bugün elinizde tuttuğunuz çoğu plak da, o fabrikanın ürünü.
Record Industry, Amerika’daki birçok fabrikadan farklı olarak, plak üretmek için gerekli bütün ekipmanı tek bir çatı altında topluyor. Müşteriler 7", 10" veya 12" plak olarak basılmasını istedikleri materyali tesise ilettikten 10-12 hafta sonra, her şeyi tamamlanmış yüksek kaliteli bir ürün olarak teslim alıyorlar. Ton Vermeulen’in verdiği bilgiye göre, bugüne kadar en büyük plak şirketlerinden gelen taleplerin yanı sıra, kendilerine ulaşan her basım isteğini karşılayabilmişler; bunu yapabilmek için de vardiya sistemine geçip makineleri daha verimli kullanma yöntemini seçmişler.
Kendisi de bir DJ olan, zamanında radyo istasyonlarında çalışıp kendi plak şirketini işleten Vermeulen, 1998’de tesisi aldığında DJ’lerin digital formata geçişiyle birlikte müzik endüstrisindeki gerilemenin farkında olduğunu söylüyor. 2001’de yılda 8 milyon plak basarlarken, bu sayının 2.8 milyona kadar düştüğünü ama son yıllarda ABD’den başlayarak plağa ilginin arttığını anlatıyor. Record Industry’de üretilen plak sayısı geçen yıl 5.4 milyona yükselirken, bunun gelecek yıl 10 milyona ulaştırılması hedefleniyor. Geçen yıl plak satışının % 52 artışla 9.2 milyona çıktığını düşünürsek, Record Industry’nin müzik sektörü için önemi daha net ortaya çıkıyor.
Vermeulen, plağa olan ilginin artış nedeni sorulduğunda, bunun nedenini tam olarak bilemediğini ama insanların içinde bulunulan durumun gerçeklerine göre hareket ettiğini düşündüğünü söylüyor. Ona göre, artık piyasada daha fazla plak erişilebilir durumda ve insanlar sevdikleri eski albümleri plak olarak bulunca alıyor.
"RECORD STORE DAY YANLIŞ YÖNE SAPTI"
Elbette Vermeulen gibi plak sektörünün tam kalbinde duran bir yetkiliyi görünce, Record Store Day hakkındaki düşüncesini de sormayı ihmal etmedim. Bağımsız plak dükkanlarına ve plak şirketlerine destek olmak amacıyla başlatılan bu konseptin son yıllarda yanlış bir rotaya saptığı konusunda o da hemfikir. "Plak dükkanlarının 150 ayrı plağı bir anda satmasının çok zor, bu sayı aşırı derecede fazla. Bundan sonra basılacak plak sayısı konusunda daha dikkatli bir seçim yapılmalı, neyin ne kadar basılacağı iyi belirlenmeli. Bu konsept yeniden değişmek zorunda," dediğinde Record Store Day'de plağı basılanların önemli bölümünün büyük şirketler olduğunu hatırlattım. Sonuçta sınırlı bir zamanda aşırı bir iş yükü olduğundan plak üretim tesisleri bir seçim yapmak zorunda kaldığında büyük şirketleri memnun etmeye çalışır hale geldi. Ancak Record Industry, bu konuda henüz zorlanmamış görünüyor; Vermeulen, Record Store Day için kendilerine gelen bütün talepleri ayırt etmeden yerine getirebildiklerini belirtti.
EFSANE SES MÜHENDİSİ RINUS HOONING
Record Industry plak fabrikasını Pazarlama Müdürü Anouk Rijnders eşliğinde gezerken ilk olarak “Cutting Room” denilen ve ana materyalin plağa aktarıldığı odaya girdik. Orada bize sunumu yapan usta ses mühendisi Rinus Hooning, ses ve kalite kontrolünün aşamalarını uygulamalı olarak anlatırken, ses kalitesi açısından en beğendiği plağı sordum, “Wish You Were Here” dedi. Pink Floyd diskografisinde ayrı bir yeri olan albümü hatırlayıp gülümsediğimiz sırada, “Ana bantları plağa ben aktardım,” diye ekledi. Karşımızda bir efsane duruyordu!
Üzerinde ilk çalıştığı albüm 1973 tarihli Paul McCartney ve Wings imzalı “Band on the Run” olan Hooning, bugün klasik müzikten elektronik müziğe, rock’tan dubstep’e kadar birçok farklı müziğin plaklardan kulaklarımıza pırıl pırıl ulaşmasını sağlayan yeteneklerin başında geliyor. Müzisyenler ve müzikseverler için bir kahraman gerçekte ama öylesine alçakgönüllü ki, o soruyu sormasaydım muhtemelen herhangi bir büyük isim vermeden sadece iğneyle kuyu kazarcasına sabırla yaptığı inanılmaz işi anlatacaktı.
(Ton Vermeulen'in fotoğrafı dışındaki fotoğraflar ve video bana aittir.)
-