8 Şubat 2009 Pazar

Patron'un Yeni Rüyası


By on 00:01:00

© Zülal Kalkandelen
Cumhuriyet Hafta Sonu/7 Şubat 2009

Barack Obama, geçen kasım ayında eşi Michelle ile bir konsere gittiğinde şu itirafta bulunmuş: “The Boss (patron) olamayacağım için başkanlık yarışına giriyorum.” Patron dediği kişi, elbette Bruce Springsteen...

Herhangi bir Amerikalıya “Rock müziğin patronu (The Boss) kim?” diye sorsanız, hep aynı ismi duyarsınız. İşte o değişmez isim, işçi sınıfının kahramanı, “Working on a Dream” (WOAD) adlı yeni albümüyle son günlerde yine müzik gündeminde...

Albüm gelecek hafta Türkiye’de de satışa çıkacak ama ben meraktan bekleyemedim ve araştırıp Amerika’nın ulusal kamu radyosu NPR’ın özel dinleme seansını yakaladım. Günlerdir dinliyorum albümü ve şunu söyleyebilirim ki; Springsteen yine göstermiş patronluğunu...

35 yıldır Amerika ve Amerikan halkı hakkında hikayeler anlatan Bruce Springsteen, bu defa politikaya ve toplumsal olaylara değil, daha çok kişisel konulara, umudun ve aşkın gücüne odaklanmış.

Aslında ona sorarsanız, son 35 yılı Amerikan rüyası ile Amerikan gerçeği arasındaki farkı ortaya koymaya çalışarak geçirdiğini söylüyor. Son albümde söz ettiği rüyalar da, gerçekleşmeyecek türden değil; gündelik yaşam içinde, sıradan insanların küçük hayalleri...

Springsteen’in müzik yaşamı boyunca kendisine eşlik eden The E Street Band ile birlikte kaydettiği bu albümde, 12 yeni şarkı ve iki de bonus şarkı var. Kısa bir süre önce Altın Küre Ödülleri’nde "En İyi Şarkı Ödülü"nü kazandığı “The Wrestler” da bunlardan birisi.

Kariyeri sona ermekte olan bir güreşçinin normal yaşama uyma güçlüğünü anlatıyor bu parça... Piyano ve akustik gitarın öne çıktığı blues/country etkisindeki “The Wrestler”, albümün en melankolik şarkısı...

“Working on a Dream”in tümünü dinleyince, yansıttığı atmosferin Springsteen’in önceki çalışmalarından farklı olduğu görülüyor. Özellikle Bush döneminde çıkan üç albüm, The Rising (2002) ve Devils & Dust (2005) ve Magic (2007), daha sert bir sounda sahipti. Yeni albümde ise, pop, rock, country ve soul müziğin karışımı söz konusu. The Beach Boys, The Byrds ve Roy Orbison’ı andıran şarkılar dikkat çekiyor.

Bir diğer fark ise, önceki albümlerin politik eleştirel tavrına karşın, WOAD’de Obama dönemine özgü heyecanın ortaya çıkışı... Gerçi Springsteen, albümün ilk melodisini 2007 turnesi sırasında boş kaldığı anlarda yazmış; ama belli ki sonrasında kendisini başarılı geçen turnenin sevincine kaptırıp, Amerika’da yeşeren umuda bırakmış...


AŞK VARSA ZAMAN GÜCÜNÜ YİTİRİR

Working on a Dream’de öylesine olumlu bir bakış açısı var ki, albümün en romantik şarkısı “Kingdom of Days”, insanın sevdiğinin yanında yaşlanmasının güzelliğinden söz ediyor...

Sevdiğinin yanında yaşlanan adam, yazın bitişinin bile farkına varmıyor; ona göre bu, sadece kadının yüzüne yansıyan ışıkta belli belirsiz bir ışık değişimi... Kim sevmez bu metaforu? “Aşkın olduğu yerde zaman gücünü yitirir,” diyor Patron. Kim katılmaz buna?

Belki de ilk kez bu kadar aşk dolu itiraflara yer veren Springsteen, pop/rock türündeki “Life Itself”de de sevdiğine “Sensiz yaşayamam,” diyor. Ama bunu yıkıcı bir hüzünle değil, etkileyici bir gitar soloyla süslediği naif bir melankoliyle yapıyor...

Yavaş, romantik şarkıların yanı sıra, kalabalıkları coşturacak türden parçalar da var albümde. “This Life” bunun iyi bir örneği. Koronun eşlik ettiği la, la, la... sesleri ile akıp giden, sonunda her şeyin yoluna gireceğini duyuran canlı bir şarkı.

Dans etmeden duramayacağınız parçanın adı “Good Eye”. Springsteen, bu albümde birbirinden farklı tarzlarda vokal teknikleri kullanmış. Bu şarkıdaki çatallı vokal ise, şaşırtıcı derecede Tom Waits’i andırıyor. Harp, armonika, zil, davul ve gitarın yarattığı hareketli ritmiyle, bana göre, albümün en güzel şarkısı...

Bunların dışında, albümde üzerinde fazla durmaya değmeyecek birkaç şarkı olduğunu da belirtmeliyim. Örneğin “Queen of the Supermarket”... Springsteen’in evinin yakınında açılan süpermarketteki kasiyer kıza olan ilgisi ilham kaynağı olmuş bu şarkıya... Hiç umulmadık bir yerde karşınıza bir güzellik çıkabileceğini anlatmaya çalışıyor olsa da, sıradan bir melodi...

İhmal edilebilecek bir diğer şarkı ise “Tomorrow Never Knows”. The E Street Band’in 40 yıllık klavyecisi, geçen yıl yaşamını kaybeden Danny Federici’nin anısında yazılmış... Fakat benim gibi country müzikten pek hoşlanmayanlar açısından es geçilebilir...

Sonuç olarak, Working on a Dream'i beğenenler de olacak beğenmeyenler de... Ama bu albümün de altın statüsüne ulaşacağını tahmin etmek zor değil. Boşuna demiyorlar Bruce Springsteen Rock Müziğin Kral Midas’ı diye... Her dokunduğu albümü altına çeviren o değil mi?

Yazan: Zülal Kalkandelen

Translate