
Grubun müziğinin karakteristiğinde en önemli faktörlerden biriydi vokalist Geike Arnaert. Çoğu kişi Hooverphonic'i onunla özdeşleştirmiş, şarkıları onun sesinden dinleyip sevmişti. Aslında grubun ikinci vokalistiydi. Hooverphonic, 1995'te kurulduğunda mikrofonda Liesje Sadonius vardı. Ancak ilk albüm "A New Stereophonic Sound Spectacular"ın yayınlanmasından sonra ayrıldı. Geike'nin 1998'de Sadonius'un yerini almasıyla Hooverphonic'in yükselişi de başladı.
Bu birliktelik, 10 yıl sürdü. Hooverphonic'in saykedelik etkilerle daha deneysel bir soundu yansıtan 2008 tarihli "The President of the LSD Golf Club" adlı albümünün yayınlanmasının ardından, Geike kariyerine solo devam edeceğini duyurarak ayrıldı. Onun gibi grupla bütünleşmiş bir sesin ayrılışı, hayranları için büyük hayalkırıklığıydı. Grup için de yeni bir vokalist bulmak kolay olmadı. Ancak 2010 yılının sonlarına doğru yeni vokalistleri Noemie Wolfs'a kavuşabildiler.

Bu uzun girişi yazdım; çünkü aslında konserden önce en çok merak ettiğim konuyla bunların bağlantısı var. Acaba Noemie Wolfs, Geike'nin meşhur ettiği parçaları konserde nasıl söyleyecekti? Asıl merak konusu buydu. "Mad About You", "2 Wicky" gibi hafızamıza Geike'nin sesiyle yerleşen şarkıları nasıl yorumlayacaktı?
Bunun yanıtını almak üzere 17 Mayıs Salı akşamı Salon'daydık. 22:00'da başlayacağı açıklanan konser tam 22:05'te başladı. (Önceden duyurdukları konser saatine sadık kaldıkları için yetkilileri kutluyorum.) Alex Callier (bas) ile Raymond Geerts (gitar), kendilerine bateri, klavye ve kemanda eşlik eden üç müzisyenle birlikte sahnedeki yerlerini aldılar. Ardından ince uzun siluetiyle Noemie Wolfs geldi sahneye.
Hiçbir şey söylemeden hemen çalmaya başladılar. Yeni albümden "One Two Three", "The Night Before" ve "Heartbroken"ı dinledik. Ancak bu üç şarkının sonunda Alex Callier, Türkçe "İyi akşamlar İstanbul" diyerek dinleyicileri selamladı.

Ne zaman eski albümlerden çalacaklar diye düşünürken bir de baktık dördüncü şarkı "Club Montepulciano"! "The Last Thing I Need Is You"dan sonra "Norwegian Stars"la yine yeni albüme döndük. Ama sıra hala herkesin merak ettiği şarkılara gelmemişti. "2 Wicky"nin giriş melodisi duyulunca salonda kuvvetli bir alkış koptu.
Callier, "Anger Never Dies"ı çalmadan önce, bu yeni single'ın İtalya'da listelerinde 1, Belçika'da 2 numara olduğunu söyledi. Dinleyicilere "Biliyor musunuz bu şarkıyı? Albümü alan kaç kişi var?" diye sordu. Kalabalıktan birkaç ses yükseldi ama Callier de anladı ki durum iç açıcı değil. Bu arada farkında mısınız, hemen hemen İstanbul'da konser veren bütün yabancı gruplar dinleyicilere "Albümümüzü duyan oldu mu? Kaç kişide var?" diye soruyor. Başka ülkelerde gittiğim konserlerin hiçbirinde bu soruların dinleyicilere sorulduğunu duymadım. Türkiye'de albüm satışlarında ortaya çıkan utanç verici manzarayı herkes biliyor. Bu konuda ünlü olduğumuzun bir göstergesi bu da...

İlk biste "Eden" ve "Vinegar & Salt"un ardından daha önce hiç canlı çalmadıkları bir parçayı çalacaklarını duyurdu Callier. 1998 tarihli ikinci albümleri "Blue Wonder Power Milk"de yer alan "Renaissance Affair"di bu. (Callier, neden çalmadıklarını uzun uzun anlattı aslında. Şarkının bir yerinde Geike'nin farklı söylemesini istiyormuş. O kısma her geldiklerinde "Öyle değil!" diye bağırıyormuş. Sonunda Geike'nin siniri bozulup ağlamaya başlamış ve o şarkıyı canlı çalmak bu olay nedeniyle onlar için olanaksız hale gelmiş.) Doğrusu bu şarkının bugüne kadar canlı yorumlanmaması çok yazık olmuş. Çünkü çalındığında konserin en güzel dakikalarını yaşattı bana.
Yoğun alkışlardan sonra Hooverphonic ikinci kez sahneye geldiğinde bir sürprizle karşılaştık. White Lies'ın "Bigger Than Us" adlı şarkısını cover'ladı grup. "Danger Zone" ve "How Can You Sleep?"le 21 şarkılık seti tamamladıklarında saat tam 23:50'ydi. Bu konserden çıkan sonuç şudur: Geike'li Hooverphonic'i sevmeye devam eder, Noemie'li Hooverphonic'i yürekten alkışlarız.
Jackie Cane:
Mad About You:
Bu arada konserin bir yerinde klavye çalan Cedric, Alex Callier'in zoruyla bir Tarkan şarkısı mırıldandı. "Gündüz sahne arkasında söylüyordun. Hadi şimdi burada da söyle!" diye öyle bastırdı ki, Cedric utana sıkıla "Şımarık"ı söyler gibi yaptı. Baktı ki tam beceremiyor, bu geceki ikinci konserde daha iyi olacağını da ekledi. O anların videosunu da aşağıya ekliyorum.
Hooverphonic from zülal on Vimeo.
(Fotograflar Ali Güler'e, videolar bana aittir.)
Konserde çalınan parçaların listesi: (Aslıhan Tuna, konserden önce kuliste cep telefonuyla çektiği bu listeyi bana göstermişti. Baktık ki ne dilersek var listede! Kendisine teşekkür ediyorum.)
1-One Two Three
2-The Night Before
3-Heartbroken
4-Club Montepulciano
5-The Last Thing I Need Is You
6-Norwegian Stars
7-2 Wicky
8-Anger Never Dies
9-Identical Twin
10-Expedition Impossible
11-George's Cafe
12-The World Is Mine
13-Jackie Cane
14-Mad About You
15-Sometimes
----
16-Eden
17-Vinegar & Salt
18-Renaissance Affair
----
19-Bigger Than Us
20-Danger Zone
21-How Can You Sleep?