23 Eylül 2010 Perşembe

Dinleyici konuştu, Tindersticks sustu...


By on 05:06:00

© Zülal Kalkandelen
Cumhuriyet/ 22 Eylül 2010

Pazartesi akşamı İstanbul’un gözde konser mekanlarından Babylon’un sezon açılış konseri vardı. İngiliz alternatif rock grubu Tindersticks’i dinlemek üzere asma katın en önünde yerimi aldım. Konser yarım saat gecikmeli olarak başladığında salon tamamen doluydu.

Ancak konserlerdeki doluluk, ülkemizde insanların müzik dinlemeye geldiği anlamını taşımıyor. Geliyorlar, çünkü “Ben de oradaydım” demek istiyorlar; ya davetiyeleri var, bilet için para harcamamışlar ya da orada arkadaşlarını görüp sosyalleşmek istiyorlar.

Ne yazık ki Türkiye’de konser dinleyicisinden çok konser izleyicisi var. Sahneye baksa da konuşmaya devam eden, 1.5 saat susup müziğe kulak veremeyen, dünya çapında müzisyenlere kendilerini kötü bir yemekli gazinoda çalıyormuş gibi hissettiren bir kitle bu...

O kitlenin bir bölümü, o akşam Babylon’da da vardı. Onlar sürekli konuşup müziği bastırınca, grup konsantrasyon zorluğundan “Factory Girls” adlı yeni şarkıya defalarca giriş yapamayıp çalmaktan vazgeçti. Birileri konuşmayı kesmediği için, bizler de Tindersticks’in bugüne kadar yaptığı en güzel şarkılardan birisini canlı dinleme mutluluğunu yaşayamadık!

Ve sonunda vokalist Stuart Staples, o muhteşem bariton sesiyle şu uyarıyı yaptı: “Bizim için zor bir gece oluyor. Bazıları bilet alıp konsere gelir ve dinler, bazılarıysa dinlemez. Bu bir utanç. Duyarlılığınız için teşekkür ederiz...”

TERAPİ GİBİ KONSER

Gelelim Tindersticks’in performansına... Grup, yedi kişilik bir ekiple, sahneye saat 11’de çıktı ve başladı “Falling Down a Mountain”i çalmaya...

Perküsyon ve saksofonun estirdiği caz havasıyla ısınmışken, ardından yine son albümden “Keep You Beautiful” geldi. Bilinen depresif Tindersticks baladlarına göre hafif bir melankoli içeren bu iki şarkıyla giriş yapsalar da, hüzne geçişleri fazla uzun sürmedi. “Sometimes It Hurts” ve “Marbles”dan sonra, “Raindrops”la yitip giden aşkın peşine düştüler...

Çello ve akustik gitarın eşlik ettiği “She’s Gone”, kaybolan sevginin üzüntüsünü yansıttı. Zaman zaman Latin esintili “She Rode Me Down” gibi parçalarla tempo tutup hareketlendik. Ama hemen sonrasında, biten bir ilişkinin arkasından “Can We Start Again?” diye soran Staples’ın etkileyici yorumuyla çarpıldık.

Kapanışta son albümden indie-pop esintili “Harmony Around My Table”a alkışlarla tempo tuttuk. Grup sahneden ayrıldığında, konser sırasında dinleyicilerin saygısız tavrını düşününce, bis için geri geleceklerinden umutlu değildim. Ama ısrarlı alkışlar sonucunda geldiler ve “Before You Close Your Eyes” ve “No Man in the World” ile konsere noktayı koydular.

Gece 1’e doğru Babylon’dan çıkarken “Terapi gibi konserdi” diye geçirdim içimden. Sokaktaki itişmeden, ülkedeki kavgadan uzak, müzikle dolu birkaç saat yaşamıştık.

Aslında konser boyunca ayrılıktan, yalnızlıktan, ulaşılamayan aşktan söz eden şarkılar dinlemiştik. “Böyle terapi mi olur?” diyebilirsiniz... Ama bunu demeden önce, Tindersticks’in içtenliğini hissetmeli, yeteneğine tanık olmalı, Staples’ın olağanüstü güzellikteki sesini duymalı ve hüznün nasıl asil bir şekilde anlatılabileceğini dinlemelisiniz.

O zaman bunu sormayacağınıza eminim...

-

Yazan: Zülal Kalkandelen

Translate