8 Haziran 2017 Perşembe

MASSIVE ATTACK'İN EN İYİ 10 ŞARKISI


By on 12:18:00

6.7.2017

Nisan ayında Paslanmaz Kalem blogunun önerisiyle Massive Attack'in en iyi 10 şarkısının belirlendiği jüride ben de yer aldım. Şarkılardan ikisi hakkındaki yorumlarımı burada paylaşıp tüm liste için ilgili bağlantıyı veriyorum.

http://www.paslanmazkalem.com/massive-attack-en-iyi-10-sarki

ANGEL 

Massive Attack gibi tüm albümlerini çok severek dinlediğiniz bir grubun en iyi ilk 10 şarkısını sıralamanız istendiğinde, şarkıları ezbere bilseniz de, bunu hemen o anda yapamıyorsunuz. Ben de haksızlığa neden olmamak için, o ezbere bildiğim şarkıları günlerce tekrar tekrar dinleyerek listemi oluşturdum. Ama işin daha en başında ilk dört şarkının yeri belliydi. Massive Attack’in birçok şarkısına göre daha basit bir yapıya sahip olan “Angel”ın neden listemde bir numarada yer aldığını soracak olursanız, şarkının insan üzerindeki ani etkisi derim. Güçlü bas riffleriyle başlayan şarkı, yaklaşık 1 dakika içinde dinleyeni adeta hipnotize ediyor ve hemen sonrasında devreye giren dingin vokal ile öylesine bir tezat yaratıyor ki, bu beklenmeyen etki dahice. İlginç olan şu ki, Horace Andy’nin pürüzsüz sesi yerine bariton bir ses kullanılsa aynı sarsıntıyı yaratmazdı. Çünkü şarkıda var olan drama hissi, Horace Andy’nin sesinden dinleyicilere son derece etkin bir biçimde geçiyor. Ne demek istediğimi “Angel”ı konserde canlı dinleyenler çok daha iyi anlar. Albümde şarkının süresi 6’ 21” ama konserde daha uzun bir versiyonu çalınır, hatta çoğu konserin de açılış şarkısıdır. Belli ki daha ilk başta dinleyici üzerinde bu elektriklenmeyi yaratacağını iyi biliyor grup. 

Mezzanine albümündeki birçok şarkı gibi ikili ilişkiler hakkındadır “Angel”; erkek kadını gökten inen bir melek gibi görür ama kadın her baktığı erkeği gözleriyle etkisiz duruma getirir. Sadece bunu söyleyip, “Sen benim meleğimsin” der şarkı. Sözlerin bu kadar yalın olmasının da bir nedeni var. Aslında The Clash’in “Straight to Hell” adlı şarkısının bir cover’ı olarak, Sex Gang Children’dan da sample içerecek şekilde planlanan şarkıyı, “hell” kelimesi geçtiği için dindar bir insan olan Horace Andy söylemek istememiş. Son dakikada ortaya çıkan bu sorunu gidermek için, önceden hazırlanan şarkı toplam dört saat içinde büyük ölçüde değiştirilerek yeni melodi yazılmış, tempo yavaşlatılmış, Sex Gang Childden sample’ı çıkarılmış ve Horace Andy’nin 1973 tarihli “You Are My Angel” adlı şarkısının sözleriyle kaydedilmiş. 70‘lerin funk grubu The Incredible Bongo Band’in “Last Bongo in Belgium” adlı şarkısından da bir sample kullanılmış. Sonuçta Horace Andy için yeni bir şarkı yapılması gerekmiş. Önceki halini bilmiyoruz ama bence “Mezzanine”de duyduğumuz, Massive Attack’in “Blue Lines” ve “Protection” dönemini hatırlatan kusursuz bir kayıt. 




UNFINISHED SYMPATHY

Massive Attack denince herhalde akla ilk gelen birkaç şarkıdan birisi budur. Belki de grubun üç üyesi Robert Del Naja (3D), Grant “Daddy G” Marshall, Andrew “Mushroom” Vowles ile birlikte, vokalist Shara Nelson ve prodüktör Jonathan “Jonny Dollar” Sharp’ın katkılarıyla ortak yazılan bir şarkı olduğundan, çok boyutlu bir yapısı var. Vokal ve perküsyon sample’larının yanı sıra, Jonny Dollar’ın synthesizer ile programladığı yaylılara ek olarak, prodüktör ve aranjör Wil Malone’un 40 kişilik yaylı grubuyla yaptığı düzenlemeleri içeriyor.

Şarkının yazılma öyküsü de oldukça ilginç. Shara Nelson’un aklına gelen bir melodiyi kendi kendine mırıldandığını duyan Jonny Dollar, bunu hemen stüdyoda bir gece seasında sadece klavye, drum machine ve vokal ile kayda geçirmiş; sonrasında grup üyelerinin her biri kendi katkısını yapınca bu unutulmaz şarkı ortaya çıkmış. Şarkı boyunca kullanılan “Hey, hey, hey” şeklindeki vokal, Mahavishnu Orchestra’nın “Planetary Citizen” adlı şarkısından alınmış bir sample. Hatta Massive Attack bunun için izin almadığından John McLaughlin ile aralarında sorun yaşanmıştı. Bunun dışında Era’nın “Flowers of the Sea” adlı şarkısından da sample kullanılmış. 

Mushroom’un scratching yeteneklerinin de öne çıktığı şarkı, öylesine sürükleyici ki ilk duyduğunuzda aklınıza çıkmayacak şekilde nakşediyor kendini. Konserlerde bis sırasında çalınan bu Massive Attack klasiğini grupla turneye çıkmadığından Shara Nelson yerine Deborah Miller seslendiriyor çoğunlukla. Albüm versiyonunun yeri benim için ayrı ama “Gece olmadan gündüzü yaşarsın? Sen açtığım bir kitap gibisin. Bilmem gereken çok şey var. Aklı olmayan bir ruh gibi. Kalpsiz bir beden gibi. Her şeyini özlüyorum,” sözlerini ne zaman duysam yine içinde dram ve tutku olan bir Massive Attack şarkısına teslim oluyorum.

Bu teklinin yayınlanması ise, müzik tarihine geçen bir olaya neden olmuştu. Körfez Savaşı sırasındaki ortam nedeniyle plak şirketi, şarkının radyoda çalınmasının engellenmemesi için grubun isminden “Attack” kelimesinin çıkarılmasını önermişti. Çünkü medyaya göre “Massive Attack” adı vatanperverliğe ters bulunmuştu. 

Yaylı düzenlemelerine atıf yapacak şekilde şarkının ismini Schubert’in “Unfinished Symphony” adlı eserinden esinlenerek koyulması da çok yerinde bir karar. 3D, aslında bunu bir şaka olarak önerdiğini söylese de temelde sıradan bir tesadüften ibaret olduğunu düşünmüyorum. Hani her şakanın altında bir gerçek yatar denir ya; bu duruma tam uyan bir söz kanımca. Çünkü trip-hop’un bitmeyen senfonisi bu olabilir. Albüm versiyonunu ya da konserde canlı olarak dinlemek fark etmiyor; hiç bitmesin istediğim için tüm gün sadece onu dinleyebileceğim, bağımlılık yaratan bir senfoni gibi bu şarkı. 



Yazan: Zülal Kalkandelen

Translate