21 Haziran 2009 Pazar

Placebo, Bu Kez İyimser


By on 11:50:00

© Zülal Kalkandelen
Cumhuriyet Hafta Sonu/ 20 Haziran 2009

İngiliz alternatif rock grubu Placebo, 23 Haziran akşamı İstanbul'da konser verecek. BKM'nin organize ettiği etkinlik, grubun yeni albümü “Battle for the Sun”ın tanıtım turnesi kapsamında gerçekleşiyor. Turkcell Kuruçeşme Arena'daki konser, Placebo'nun İstanbul'daki 4. performansı olacak.

Ülkemize ilk olarak 2000 yılında gelmişti Placebo. O dönemde bir televizyon kanalında müzik programı hazırlıyordum. Grubun vokalisti ve şarkı yazarı Brian Molko ile o program için röportaj yapmıştık. Androjen görüntüsü, farklı ses rengi ve yazdığı iddialı şarkı sözleriyle rock müziğin en ilginç isimlerindendi. Röportaj sırasındaki çekingen hali hâlâ aklımda...

Placebo, o günden bu yana üç albüm daha çıkardı, 2007'de gruptan ayrılan Steve Hewitt’in yerini geçen yıl Steve Forrest aldı. Gazeteciler ise, Molko ve gitarist Stefan Olsdal’ın cinsel tercihleriyle uğraşmayı sürdürdü. Müzik dergilerindeki röportajlarda, Molko’ya, “Neden gözünüze kalem çekiyorsunuz?” türünden sorular sormaya devam ettiler...

Oysa kısacık bir araştırma yapsalar, o sorunun yanıtı, Molko’nun baskı dolu çocukluk yıllarında yatıyordu... Benim merak ettiklerim ise, her zaman albüm yaratım süreci ve onun sonunda ortaya çıkan müzik eseri ile ilgili oldu... Bu kez sorularımı, Placebo’nun kurucularından, İsveçli gitarist Stefan Olsdal’a yönelttim.

DAHA MUTLU YAŞAMA KARARLILIĞI

Bir süredir dünya turnesindesiniz. Nasıl gidiyor?
Çok iyi gidiyor. Dinleyicilerden yeni albüme çok iyi tepkiler alıyoruz.

Yeni albümünüzün adı (“Battle for the Sun”) iyimser bir havayı yansıtıyor. Fakat Placebo, özellikle belirgin bir romantizmi yansıtan karanlık şarkılarıyla ünlüdür. Bu isim bir değişikliğin işareti mi?
Albümün adına en son şarkılar arasında bir tematik bütünlük olup olmadığına bakarak karar veriyoruz. Bu albümü, önceki albümümüz "Meds"e bir reaksiyon olarak yaptık. Oldukça karanlık ve kasvetli bir albümdü o. Bu nedenle yeni çalışmamıza başlarken daha iyimser, renkli ve umutlu olsun istedik. “Battle for the Sun”, daha mutlu ve dengeli bir yaşam sürme konusundaki kararlılığa yapılan bir referans... Yani karanlığa karşı aydınlığı seçme, böylece sorunlu dönemi aşma ve kötülüklerden uzak durmak için her gün mücadele etme gerekliliğini anlatıyor!

Yeni bir albüme başlarken, sizin için çalışmayı yönlendiren en önemli etken ne?
Yeni albüm yapmak giderek zorlaşıyor. Şarkı yazmayı formüle etme rahatlığına kapılma tehlikesi her zaman için söz konusu. Bu yüzden kendimizi çok sert şekilde eleştirmeye çalışıyoruz. Hissettiğimiz tek baskı, kendimizden gelen baskı. Kendimiz dışında başka kimleri memnun edebileceğimizi gerçekten düşündüğümüzü pek sanmıyorum...

Virgin Records ile sözleşmeniz bittikten sonra çıkardığınız ilk albüm bu. Büyük bir plak şirketine bağlı olmadan kendi kendinizi finanse etmeniz, yaratım sürecini nasıl etkiledi?
Bu sayede özgür kaldık ve istediğimizi yaptık! Ayrıca ilk kez, kayıtları Avrupa dışında yaptık. Böylece evimizde olmanın rahatlığından uzaklaşsak da, başka işlerle ilgilenmediğimiz için kayıtlara odaklanmamız daha kolay oldu. Bunlara ek olarak, grubun içinde yakaladığımız yeni heyecan, bu albümün daha tutkulu, renkli ve olumlu olmasını sağladı. Müziğimize yeni katkılar da yaptık bu albümde... Bazı yeni nefesli aletler ve geri vokalde yer alan soul müzisyenleri gibi...

RÜYALAR GERÇEK OLUNCA...

Oscar Wilde’ın bir sözü var: “İki türlü trajedi vardır; istediğini elde edememek ve istediğini elde etmek.” Kendi başınıza yayımladığınız böyle bir albümden sonra, siz hangi hisler içindesiniz?
Şanslıyız ki, 1994’te bu grubu kurduğumuz günden beri Brian ve ben bazı şeyleri yaşayarak öğrendik. Şu anda hissettiğimiz şu: Sanki bir rüyayı gerçekleştirmeye çalışıyoruz ama farkına varıyoruz ki o rüya zaten gerçek! Hayatta neyin önemli olduğunu bulmakla ilgili bir durum... Bunun müziğe yansıması da, yola devam edip yeni kanallar bulmak oluyor...

Bu albüm, aynı zamanda yeni bateristiniz Steve Forrest ile kaydettiğiniz ilk çalışma. Forrest’ın gruba nasıl bir katkısı oldu?
Meds turnesinden bu yana, Placebo dünyasında bazı değişiklikler oldu. Artık grupta genç bir bateristimiz var. Steve’in aramıza katılışı, her şeyden önce gruba taze kan ve pozitif enerji getirdi.

Bu kez prodüktör Dave Bottrill ile çalıştınız. Albümü onunla yapmaya karar vermenizin en önemli nedeni neydi?
Kariyeri boyunca yaptıklarından (özellikle Tool ve Deus grupları ile çalışmalarından) ve aldığı Grammy ödüllerinden etkilendik. En iyi performansı ortaya koymamızı sağladı. İlk kez olarak prodüktörün de şarkılardaki düzenlemelere yardım etmesine izin verdik; ki bu çok hassas bir konu. Ama Dave, albüme yeni boyutlar kattı. Kendisine gerçekten müteşekkiriz.

Yıllar önce David Bowie, Placebo üyeleriyle bir söyleşi yapmıştı. O söyleşide şöyle diyordu Bowie: “Sahneye çıkıp beş bin kişinin önünde duran herkes biraz anormaldir.” Siz bugün o büyük kalabalıkların önüne çıktığınızda ne hissediyorsunuz?
Binlerce insandan oluşan kalabalıkların karşısında hâlâ çok heyecanlanıyoruz!

_

Yazan: Zülal Kalkandelen

Translate