25 Ocak 2009 Pazar

Amaç Hayko'yu Dinlemekti...


By on 00:09:00

© Zülal Kalkandelen
Cumhuriyet Hafta Sonu/24 Ocak 2009

Salı akşamı Beyoğlu’ndaki Jolly Joker Balans’ın kapısından içeri girdik. Hayko Cepkin’in akustik-senfonik projesini tanıtacağı performans için oradaydık. Müziği dinleyip performans hakkında bir yazı yazmayı düşünüyordum, ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Çünkü mekana kapasiteyi aşan sayıda insan alınmış olduğundan, uğultudan başka bir şey duyamadık. Oysa amacımız, Hayko’nun muhteşem çığlıklarını ve brütal vokallerini akustik bir set eşliğinde dinlemekti.

Sahneye kendisine eşlik eden üç müzisyenle birlikte çıktı Hayko: Akustik gitarda Umut Töre, akustik davulda Murat Cem Ergül ve kontrabasta Poyraz Kılıç. Kendisi de e. piyanosunun başında oturuyordu tamamen siyah giysiler içinde... “Bu nasıl senfoni?” diyenlere yanıt şu: Kalabalık bir senfoninin dört kişilik sadeliği...

Hayko Cepkin, kanımca, ülkemizin son yıllarda çıkardığı en özgün ve en yetenekli müzisyenlerden birisi. İlk albümünden bu yana altyapısı sağlam bir müzik yapıyor. Kendini yenileyip, daha önce denenmeyen işlere girişmesi de, onu dinlenmeye değer kılıyor.

Roll dergisi bir röportajında, Hayko Cepkin’i sahnede canlı seyretmemiş olmanın, Kapadokya’ya gitmemiş, Hisar’da kahvaltı etmemiş, Nevizade’de içmemiş olmak kadar büyük bir eksiklik olarak görüldüğünü yazmıştı.

Doğrudur; müzikle ilgilenen herkesin Hayko Cepkin’i sahnede mutlaka görmesi gerekir. Ama sorun şu ki, onu dinlemeye gidip de dinleyememe gibi bir durum da söz konusu. Salı akşamı bizim başımıza geldiği gibi... Kendinize bir yer bulup oradan sahneyi görmeyi umut ederken, birisi arkadan iter, diğeri önden sıkıştırır, bir başkası yandan vurur... Sahne yerine önünüzdeki adamların kafalarını izlersiniz, müzisyenler sahneye çıktığında parmaklarınızın ucunda yükselip bir şeyler görmeye çalışsanız da nafiledir...

Sonunda pes edip ince uzun koridor şeklindeki mekanın en arka taraflarına gider, orada perdeye yansıtılan görüntüleri izlersiniz... Sanki televizyon seyrediyormuş gibi hissedersiniz. Ama anteni oynayan televizyon ekranında olduğu gibi sürekli kayan, parazitlenen görüntülere bakmak bir süre sonra dayanılmaz olur... Üstüne bir de hiç durmadan bağırarak konuşan kalabalık eklenince, birkaç metre ötedeki müzisyenleri dinlemek olanaksızlaşır...

Salonun balkon katında VIP’ler için bir bölüm ayrılmıştır; istenmiştir ki, bazı “celebrity”ler konseri rahatça dinleyebilsin. Ama onların da müziği dinlemek gibi bir amaçlarının olmadığı tavırlarından bellidir. “Sosyalleşmek” adına oradadır birçoğu... Sosyalleşmekle hiç ilgisi bulunmayan, tek amacı müzik dinlemek ve konser hakkında yazı yazmak olan müzik yazarları ise, geceyi sahneyi görebileceği bir yer arayıp, müziği duymaya çalışmakla geçirir... Ve bu nedenle, siz okuyucular da, müzik yerine, bu garip durum hakkında bir yazı okursunuz...

Oysa bu iş yurtdışındaki organizasyonlarda çok farklıdır. Her gazetenin, derginin müzik yazarı vardır ve onlar bir müzik etkinliğine gittiklerinde basın için oluşturulmuş bir alana alınırlar. VIP konuklarını düşünen organizasyon yetkilileri, basını da unutmaz. Çünkü o yazarların orada işlerini yapmaya çalıştıkları bilinir. İsterse Tanzanya’dan olsun, her basın mensubu aynı muameleyi görür. Bu tür bir anlayışın ülkemizde de yerleşmesini dilerim. O zaman bol bol müzikten söz edip, konsere ilişkin ayrıntıları anlatabiliriz.

İlginç bir ayrıntı olarak söyleyebileceğim tek bir şey var. Parmaklarımın üzerinde yükselip sahneye bakmaya çalıştığım bir anda Hayko’nun rakı içtiğini gördüm. Piyanosunun yanına koymuş küçük bir sehpa, üzerinde de rakı bardağı... Hem keyifle içiyor, hem de çalıp söylüyordu.

İlerleyen saatlerde neler oldu bilmem. Çünkü konser salonunda olup müzik dinleyememe durumuna daha fazla dayanamadım ve oradan ayrıldım. Ama siz yine de Hayko’nun canlı performansını yakalarsanız kaçırmayın, bakarsınız belki şansınız yaver gider ve o akşam müzik dinlemek isteyenler gelir konsere...

***

NOT: Depeche Mode’un 14 Mayıs’ta İstanbul’da vereceği konser öncesinde, 28 Ocak’ta Taksim’deki The Hall’da bir parti düzenleniyor. Depeche Mode Türkiye Fan Club'ın da katılımı ile hazırlanacak gecede, Depeche Mode müzikleri çalınırken, grubun daha önce hiç görülmemiş görüntüleri izlenecek. Partide ayrıca bilet alanlar arasında yapılacak bir çekilişle, konser afişi, DVD, konser davetiyesi gibi sürpriz hediyeler dağıtılacak. DM hayranlarına duyurulur.

Yazan: Zülal Kalkandelen

Translate