30 Kasım 2008 Pazar

Leon'un Aslanları Fethe Çıktı


By on 00:42:00

© Zülal Kalkandelen
Cumhuriyet Hafta Sonu/29 Kasım 2008

Amerika’nın Tennessee eyaletinde (Nashville) yaşayan üç erkek kardeş (Caleb, Nathan ve Jared Followill) ile kuzenleri (Matthew Followill), bir araya gelip bir müzik grubu kurdular. Hem babalarının hem de dedelerinin ismi Leon olduğu için, kendilerine Kings of Leon dediler.

Bu dört gencin müzik yolculuğu, sekiz yıldır devam ediyor. Bu yıl, Glastonbury başta olmak üzere, dünyanın en önemli müzik festivallerindeki performanslarıyla büyük beğeni topladılar. Kendi tahminlerinin de ötesinde başarı sağladılar. Bugün konser verdikleri her yerde biletleri satışa çıktıktan çok kısa bir süre sonra tükeniyor. Dördüncü albümleri “Only by the Night” henüz yayımlandı ve listelerin bir numarasına kadar yükseldi.

Bu ilginin nedeni, elbette iyi müzik yapıyor olmaları. Kanımca, vokalist Caleb’in çok güzel çığlık atıyor oluşu da, önemli bir neden sayılmalı... Güzel çığlık olur mu? Söz konusu müzikse olur... Grubun geçen yıl büyük çıkış yapan şarkısı “Charmer”, bunun en iyi örneği.

Popülerlik kazanmalarının bir nedeni de, 2005’te U2 ve Bob Dylan, 2006 ve 2008’de Pearl Jam turnelerinde ön grup olarak yer almaları. Böylelikle, bu büyük isimlerin hayran kitlesine kısa yoldan ulaşma olanağı elde ettiler.

RAHİP BABAYLA GÖÇEBE HAYATI

Kings of Leon'un müziği, kaynağını,1950 ve 60’larda Amerika’nın güney eyaletlerinde doğup gelişen “southern rock” denilen türden ve garaj rock’tan alıyor. Özellikle ilk iki albümde bu etkileri daha fazla hissetmek mümkündü. Fakat son iki albümde, daha çok indie rock türüne kaydılar.

Followill kardeşler üzerindeki en büyük etkiyi, kiliselerde rahip olarak çalışan babaları yapmış. Neredeyse bütün çocuklukları, işi nedeniyle güney eyaletlerini dolaşan babalarıyla birlikte seyahat etmekle geçmiş.. Hatta çoğu zaman kilise ayinlerinde davul çalmakla görevlendirilmişler. Bu nedenle, önce dini müzikle başlayan kariyerleri, sonra country müziğe ve oradan da rock’n roll’a kaymış.

En çok etkilendikleri iki müzisyen olarak, Bob Dylan ve Neil Young’ın adını veriyorlar. Bu etkilerin de ancak son yıllarda ortaya çıktığını; çünkü uzun yıllar, sadece dini müziğe odaklanan, dış etkilere kapalı bir yaşam sürdüklerini söylüyorlar. Doğrusu, Nashville’den çıkan böyle bir grubun yaptığı rock müzik şaşırtıcı...

EDGAR ALLAN POE’DAN GELEN ESİN

Yeni albümlerinin adı için, Amerikalı şair ve yazar Edgar Allan Poe’nun Eleonora adlı kısa öyküsünden esinlenmişler. “Only by the Night” ifadesi, Poe’nun bu öyküsünde çok güzel bir cümlede geçiyor: “Gündüz düş görenler, sadece geceleri düş görenlerin gözünden kaçan pek çok şeye vakıftırlar.” Poe’nun 1842’de yayımlanan bu öyküsünde, bazı diğer eserlerinde de görüldüğü gibi, ölmüş aşığın mezardan çıkıp dönüşü söz konusu...

Kings Of Leon’un albümü ise, Caleb Followill’in hayalet gibi gelip ruhunu alan gizemli bir kadını anlattığı “Closer”la başlıyor. Müzik de, elbette böyle bir temaya uygun olarak, insani irkilten bir atmosfer yaratmakta son derece başarılı. Ardından gelen “Crawl”, sağlam bass riffleri ile insanı hemen yakalıyor. Sanki hep var olacakmış gibi garanti görülüp ihmal edilen ilişkiler üzerine çok güzel bir şarkı...

Pek çok kişinin favorisi ise, ilk single olarak yayımlanan “Sex On Fire”. Adından da anlaşılacağı gibi, ateşli bir seks hakkında... Müthiş enerjik bir melodi ve Caleb de öyle güzel söylüyor ki, kayıtsız kalmak olanaklı değil. Tur otobüsleriyle yola düşen bir müzisyenin yalnızlığını anlatan “Use Somebody”, biraz Nickelback’i biraz U2’yu anımsatıyor. Ana akım rock çalan radyolarda çokça duyabilirsiniz, ama bence ihmal edilebilir...

KÖKENLERİ KIZILDERİLİ

Söz edilmesi gereken şarkılardan bir diğeri “Manhattan”. Dans edip keyfe bakmanın yanı sıra, tezat bir şekilde, Kızılderililer’in yaşadıkları zorluklar anlatılıyor şarkıda. İlginçtir; bugün hemen her milletten insanın yaşadığı Manhattan, bir zamanlar Hollandalılar tarafından satın alınmadan önce Kızılderililer’e aitti. Kings of Leon üyelerinin böyle bir şarkı yapmasının nedenine gelince... Kendilerinin kökeninde de Kızıderililik olduğunu söylüyorlar.

Aşk acısı çeken vampir, seks, ilişkiler, din, yabancılarla avunmaya çalışan yalnızlar... Followill Kardeşler, bunların hepsini vokal ağırlıklı rock soundu ile başarılı bir şekilde buluşturunca, ortaya “Only by the Night” çıkmış. Bazı sözler biraz fazla mistik kalıyor ve albümün ikinci yarısı birinci yarısı kadar çarpıcı değil. Fakat yine de, yılın en kayda değer albümlerinden birisi... Gündüz de düş görenler için...

Yazan: Zülal Kalkandelen

Translate