7 Aralık 2013 Cumartesi

Dinleme Odası Hayata Geçti!


By on 12:43:00


6 Aralık 2013, yaklaşık bir yıldır aklımda yer eden bir düşüncenin hayata geçtiği gündü. Dinamo FM'de Vegan Logic adlı programı hazırlayıp sunmaya başladıktan sonra, aslında zaten bildiğim bir durumu daha net olarak gördüm. Programda yeni ya da eski albümlerden şarkılar çaldığımda, "Böyle bir şarkı da mı varmış?" diyen çok sayıda dinleyici oluyor. Seçtiğim şarkıların büyük bir kısmı genellikle single olarak yayınlanmayan ve videosu çekilmeyenler ya da B yüzünde yer alan ekstra şarkılardan oluyor. Söz ettiğim türden yorumlar artınca, albümlerin birçok kişi tarafından baştan sona dinlenmediğini, çoğunlukla single'ların ya da videosu çekilenlerin bilindiğini, geri kalanın bir şekilde yok olup gittiğini yaşayarak gördüm. Artık şarkıların tek tek satıldığı dijital platformlardan müziğe erişildiği için, sistemin yarattığı bir sonuç bu.

Albüm kavramı giderek önemini yitirirken, kendimi müzisyenlerin yerine koyup düşündüğümde üzüntü duyuyorum. Ben bir yazarım; kitabımın tümünün değil, sadece belli bölümlerinin okunması gibi bu... Elbette her şarkı kendi içinde bir yapıdır ama albüm bütünlüğü içinde değerlendirilmesi de gerekir. Bu düşüncelerle meşgulken, bir gün "Radyoda şarkıları çalıyoruz ama nasıl yapsak da albümleri baştan sona dinlemeyi teşvik etsek?" diye bir düşünce belirdi aklımda. Bir yer bulsak, seçtiğimiz albümü katılımcılarla birlikte dinleyip düşüncelerimizi paylaşsak ne güzel olur derken, bu fikri Alternatif İstanbul'dan Ezgi Aktaş ve Unblugged'dan Rahşan Koçoğlu ile konuştuk. Onlar da bunu heyecanla karşılayınca, uygun bir yer düşünmeye başladık. Kontra Plak'tan Okan Aydın, bu fikri çok benimsedi ve fikrin bir projeye dönüşmesinde büyük katkılarda bulundu. Dinleme Odası, böyle ortaya çıktı. Ancak biz bunları konuştuktan sonra araya zaman girdi, Gezi Direnişi oldu, arkasından yaz gelince herkes bir yere dağıldı. Ancak Eylül 2013'te çalışmaya hız verebildik. Nihayet dün gece gerçekleşen ilk buluşmaya kadar birbirimize sayısız e-posta gönderip, zaman zaman da toplanarak ayrıntıları konuştuk.

Projeyi sosyal medyada ilk duyurduğumuzda, müzikseverlerden büyük ilgi gördü; hatta mekan için belirlediğimiz katılımcı sayısını aşınca, isteklilerin bazılarına üzülerek olumlu yanıt veremedik. Dün Kontra Plak'ta 19.30'da buluştuk ve Nils Frahm'ın "Spaces" adlı yeni albümünü dinlemeye başladık. Aslında albümün 75 dakika olduğunu düşünürsek, bir sandalyenin üzerinde sessizce oturup, müzik setinden çalınan bir müziğe yoğunlaşmak, herkes için kolay olmayabilir. Fakat etkinliğe gelenlerin hepsi, gerçekten müziğe gönül vermiş, müziği yaşayan dinleyicilerdi. Farklı yaşlardan ve mesleklerden insanların müzik aracılığıyla buluşması, üstelik bunun konserde değil, bir plak dükkanında sadece müziği dinleyip ortak bir his yakalamak amacıyla olması, benim için de bir ilkti. "Spaces"ı yayınlandığından beri evde tek başıma çok dinledim ama dün Dinleme Odası'ndaki deneyim farklıydı. Her şeyden önce onca itiş kakışın yaşandığı bir kentte, yaklaşık iki saati tanımadığım ama büyük bir ortak noktam olan insanlarla geçirmek, bana kendimi çok iyi hissettirdi. Evde kendi kendime albümü dinlemekten daha yoğun bir histi. Nefes aldığı zamanın tahmini olarak yüzde 85'ini müzik dinleyerek geçiren bir insan olarak bunu söylüyorum. Elbette tek başıma müzik dinlemek yine en büyük zevklerimden birisi olarak kalacak ama ayda bir Dinleme Odası buluşmalarını da sabırsızlıkla bekleyeceğim.

Bu arada ilginç bir nokta, biz albümü dinlerken Kontra Plak'ın her zaman açık olan camlı kapısı dışardan gelecek gürültülerden kurtulmak için kapalı tutuldu. Sokaktan geçenler merakla içeri bakıyor, ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Düşünsenize, yaklaşık 30 kişi sandalyelere oturmuş hiç konuşmadan duruyor. Bir toplantı olduğu belli ama neden herkes susuyor? Ben de onlara bakarken, içimden, "Biz cuma akşamı toplanıp, modern klasik bir albüm dinleyerek mutlu olacak kadar müzik delisi insanlarız işte," dedim.

Dinletinin ardından yarım saat boyunca da katılımcılarla albüm hakkındaki düşünce ve duygularımızı paylaştık. Aramızda müzisyenler de vardı, sadece dinleyici olanlar da. Müziğin her insanda yarattığı yansımaları sıcağı sıcağına duymak, benim için ilginçti. Çünkü müzik yazarı olarak, yazı yazarken doğal olarak müziğin kendi üzerimde bıraktığı etkilere yoğunlaşıyorum. Arada bir bunun dışına çıkmanın, artı değer olarak geri döneceğinden eminim. Bu arada merak edenler için söyleyeyim; katılımcıların yorumları gelecek ay Bant Mag.'de çıkacak yazıda olacak.

Dün akşam Kontra Plak'ta oturma düzeni yaratmak için ortalığı biraz dağıttık ama mekandaki herkes çok güleryüzlü ve sıcakkanlı olduğundan evimizde gibi hissettik. Dinleme Odası'nın gerçekleşmesinde emeği geçenlere ve katılımcılara kendi adıma çok teşekkür ederim. Müziğin büyüsünü bir kez daha birlikte yaşadık. Gelecek ay buluşmak üzere!

http://dinlemeodasi.tumblr.com/



Yazan: Zülal Kalkandelen

Translate