19 Şubat 2011 Cumartesi

Vitrindeki Albümler 58:


By on 21:49:00

© Zülal Kalkandelen
Cumhuriyet/ 20 Şubat 2011

PJ HARVEY- Let England Shake (Vagrant Records)

Politik şarkı yazmak sanıldığı kadar kolay bir iş değil; çünkü hem mesajınızı yeterince iyi anlatamama hem de hayranlarınızın bir bölümünü uzaklaştırma riski var. Rock müzisyeni Polly Jean Harvey, yeni albümünde bu zor işe girişmiş. Her zaman sosyal ve siyasi konularla ilgiliydi ama bu kadar doğrudan tavır aldığı bir çalışması olmamıştı.

Albümün en önemli özelliği, Harvey’in savaş karşısındaki tavrı ve bir insanın ülkesine karşı beslediği olumlu ve olumsuz duyguları, utancı, gururu, en belirgin şekliyle ortaya koyması.

Ancak bunu yaparken, hiçbir agresiflik içermiyor. Beni en çok etkileyen tarafı da bu oldu. Sözler ne kadar insanın yüzüne tokat gibi çarpsa da, ses tonuyla onun yaptığı yıkıcı etkiyi dengeliyor.

Albümde savaş dönemlerinde yaşananları gözlemleyen bir anlatıcı rolüne girmiş PJ Harvey. Bağırmadan, öfke krizlerine tutulmadan, sanki bir filmde arka plandaki anlatıcı gibi söylüyor şarkıları. Hatta bazen, örneğin albüme adını veren parçada Björk benzeri bir saflığa ulaştığını söylemek de abartılı olmaz.

Albümün bir diğer dikkat çekici özelliği, PJ Harvey’in daha önceki albümlerinde kullanmadığı enstrümanların bu kayıtta yer alması. Autoharp ve saksofon ikilisi, bilinen PJ Harvey soundunu farklı bir yöne çekmiş; bu kez daha yalın folk melodileri var altyapıda. Bu nedenle, eski albümlere benzer bir sound bekleyenler biraz şaşırabilir.

Beni şaşırtan tek şey ise, Harvey’in böyle muhteşem bir albüm yapıp ülkesinin Irak savaşındaki etkisine değinmemesi oldu. Daha çok eskilere, I. Dünya Savaşı’na bakıp bugün için çıkarsama yapın diyor sanki... Oysa yakın tarihe, Irak Savaşı’na odaklanıp, hayatını yitiren onca insan için Tony Blair ve Gordon Brown'ı sorumlu tutsa İngiltere’yi iyiden iyiye sallardı...


Let England Shake” adlı şarkıyı Andrew Marr’ın televizyon şovunda stüdyoda Gordon Brown kendisini izlerken söyledi PJ. O sırada Gordon Brown, İngiltere Başbakanı’ydı. Ona bakıp, “Let England shake, weighted down with silent dead. England’s dancing days are done” demiş.

Sarsılmıştır Brown; ama o şarkı, İngiliz hükümetinin son yıllarda Ortadoğu’da yaşanan savaşlardaki rolünü anlatsaydı nasıl olurdu? O zaman Brown o stüdyoya gelir miydi?

Buna karşın kanımca, “Let England Shake”, Polly’nin kariyerinin en önemli albümlerinden birisi. Sanatçının şarkı yazımında, şarkıcılıkta, müzik hayatında tam bir olgunluğa eriştiği bir dönemde yaptığı bu çalışma, benim de artık en favori PJ Harvey albümüm.

PJ Harvey, büyük emek verdiği albümü kendi doğum yeri Dorset’te deniz kenarındaki bir kayalığın üzerinde yer alan, 19. yüzyıldan kalma bir kilisede kaydetmiş. Yapımcılığı, uzun zamandır işbirliği yaptığı John Parish, Avustralyalı müzisyen/prodüktör Mick Harvey ve Flood olarak bilinen İngiliz prodüktör Mark Ellis’le birlikte üstlenmiş.

İki yıl sadece sözleri yazmak için harcamış. Sonra da uzun zaman o ağır sözleri yorumlayacak uygun ses tonunu bulmaya çalışmış. Her bakımdan üzerinde çok çalışılmış, yaratıcı konseptiyle karşısında şapka çıkarılacak bu albüm, PJ Harvey’in müzik dünyasındaki yerini bir singer-songwriter olarak daha da sağlamlaştırıyor.

_

Benim albümde en sevdiğim şarkı "The Glorious Land" oldu. Hem "Şanlı ülkelerimize ne ekilir? Topraklarımızın şanlı meyvesi nedir? Buğday ve mısır değil. Deforme edilmiş, hasarlı, öksüz çocuklar" diyerek dünyanın emperyal güçleri Amerika ve İngiltere'ye meydan okuyor; hem de böyle ağır temalı bir şarkıda bile insanda tempo tutup dans etme isteği yaratıyor.


"Let England Shake" adlı şarkının resmi videosu:


"The Words That Maketh Murder"

Yazan: Zülal Kalkandelen

Translate