26 Aralık 2010 Pazar

Vitrindeki Albümler 50:


By on 17:36:00

© Zülal Kalkandelen
Cumhuriyet/ 26 Aralık 2010

THE ORB FEAT. DAVID GILMOUR-Metallic Spheres (Columbia)

Avrupa’da ekim ayında yayımlanan “Metallic Spheres”in ülkemizde çıkışı aralık ayını buldu. Biz Türkiye'de dinlemekte geç kaldık ama kuşkusuz 2010’un en iyi albümlerinden birisi. Ambient/house türünün yaratıcı topluluğu The Orb’un Pink Floyd’un efsanevi gitaristi ve vokalisti David Gilmour’la buluşması zaten başlı başına heyecan verici bir olay.

Aslında Gilmour ve The Orb daha önce de işbirliği yapmıştı. Pentagon’un bilgisayar sistemine izinsiz girmekle suçlanan Gary McKinnon’a yardım amaçlı projede bir araya gelmiş ve Graham Nash’ın “Chicago” adlı parçasının ambient yorumuyla dikkat çekmişlerdi.

The Orb, Gilmour'la bu çalışmanın ardından, geçen yıl bir jam session sırasında yeniden buluştu ve bu muhteşem albüm ortaya çıktı.

Yaklaşık 50 dakikalık “Metallic Spheres”, “Metallic Side” ve “Spheres Side” olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Her ikisi de beşer parça içeren bölümler bir bütün olarak, olağanüstü bir atmosferik sound yaratıyor.

Gilmour’un elektro ve “lap steel” gitarda sergilediği yetenek, The Orb’dan Alex Paterson’ın klavye ile turntable ve Youth’un (Martin Glover) bas gitar ile klavyede yarattığı seslerle buluşunca, ortaya Pink Floyd albümlerindeki saykedelik havayı hatırlatan büyüleyici bir ambient çalışması çıkmış.

Belki bir eleştiri olarak, “Gilmour’un gitarının daha fazla öne çıkmış olmasını dilerdik” diyenler çıkabilir. Ancak sonuçta bu bir The Orb albümü. Gilmour gibi bir dehanın katkısı ise, bana göre, albümün en fark edilir yanı.

Ambient hayranı değilseniz bile, Gilmour'un büyüleyici gitarını bir kez daha dinlemek için bu albümü kaçırmayın. Albümün The Orb ile uzun zamandır işbirliği yapan Simon Ghahary tarafından tasarlanan kartoneti ve farklı bir estetik yansıtan grafik tasarımları ise gerçekten görülmeye değer.



Albümün tanıtımı için hazırlanan tanıtım filmi:

The Orb EPK from Columbia Records on Vimeo.



Benim albümdeki favorim, ikinci bölümdeki "Hymns to the Sun" (reprise). Bu parça için YouTube'da New York görüntüleri eşliğinde hazırlanan çok güzel bir videoya rastladım.



-

Yazan: Zülal Kalkandelen

Translate