30 Ağustos 2006 Çarşamba

Sasha ve Digweed Kilyos'ta


By on 00:47:00

© Zülal Kalkandelen
Cumhuriyet Hafta Sonu/12 Ağustos 2006

İstanbul, gelecek hafta bu yazın en önemli müzik olaylarından birisine daha ev sahipliği yapacak. Bu yıl üçüncüsü düzenlenen Electronica Festival İstanbul, elektronik dans müziği başlığı altında bugüne kadar yapılan en büyük festival olarak kabul ediliyor. Daha önce 18-19 Ağustos’ta Yedikule Zindanları’nda yapılacağı duyurulan festivalin mekanı, hava sıcaklığı düşünülerek Kilyos Burc Beach olarak değiştirildi. Hazırlıkları tüm hızıyla devam eden festivale katılması beklenen 13 bin katılımcı, 2 gün süresince, aralıksız 40 saat boyunca dünyanın önde gelen DJ’lerini izleyebilecek.

İlk iki yıl 20 canlı grup ve 100 DJ’i buluşturan etkinlikte, bu yıl da Armin van Buuren, Kosheen, Bent, Spooky gibi başarılı isimler yer alıyor. Fakat festivalde bu yıl gerçekten büyük bir olay var: Dünyanın en önemli iki DJ’i Sasha ve John Digweed, ülkemizde ilk kez birlikte çalacaklar. Efsane haline gelen bu ikiliyi daha önce izleme olanağı bulmuş bir kişi olarak, bu performansı kaçırmayın derim. Bu arada, hazırlıkları tüm hızıyla süren etkinliği heyecanla bekleyenler yalnızca müzikseverler değil. Festival öncesinde sorularımı yanıtlayan Sasha ve John Digweed de oldukça heyecanlı.

Kariyerinize bir süredir ikili olarak değil, ayrı ayrı devam ediyorsunuz ve yalnızca World Music Conference gibi çok büyük ve özel etkinliklerde beraber çalıyorsunuz. İstanbul’da bir araya gelmeniz için sizi ne ikna etti?

Sasha: Her ikimiz de daha önce ayrı ayrı İstanbul’a geldik ama bu defa ilk kez birlikte çalacağız. Bu nedenle de oldukça heyecanlıyız. Türkiye’deki dans müziğe ilgi her yıl giderek artıyor ve bu da yılın en büyük etkinliği olarak görülüyor. Bu yüzden katılmaya karar verdik. İkimiz de daha önce Binbir Direk Sarnıcı’nda çaldık. Ben de John gibi gerçekten heyecanlanmıştım. Mekanın enerjisi her şeyi olumlu yönde etkiliyor.


Digweed: Zor bir gece olacak, çok sayıda insan, büyük hoparlörler, bir sürü ışık. Gerçekten heyecanlıyım. Evet, bunu çok sık yapmıyoruz. Ama özel bir kent için özel bir performans olacak bu.

İstanbul’da daha önceki performansınızda sizi dinlemeye gelen izleyiciyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Digweed: Oldukça iyiydi. Tempo tutup alkışlarıyla katılıyorlardı. Orada büyük bir potansiyel var.

Sasha: Doğrusu umduğumdan daha canlıydı. Mekan inanılmaz, akustik ise mükemmeldi. Daha başka ne diyebilirim ki! Sabah 5.30’a kadar çaldım ama hala hiç kimse ayrılmamıştı. Seti tamamladığımda hepsi birden adımı bağırmaya başladılar. Rock yıldızı olduğumu sandım…

Dünyanın en popüler iki DJ’i olarak görülüyorsunuz. Sizi böylesine iyi bir ekip yapan nedir?

Sasha: Aramızda farklı bir sinerji var. Bunu insanların duygularını harekete geçirmek için kullanıyoruz. Ne olursa olsun, dünyanın her yerine, her ülkeye bu sinerjiyi taşımaya ve performanslarımız sırasında izleyicilerin duygularıyla ilişki kurmaya çalışıyoruz.

Digweed: Aramızda kurulan olağanüstü bir bağlantı var. Bir araya geldiğimizde ortaya çıkan müziğin kalitesi, diğer projelerden ya da ikililerden farklı bir nitelik taşıyor. Performanslarımız sırasında çok iyi vakit geçirdik. Şimdi de yıllar boyunca içimizde birikenleri sergiliyoruz. Buna bir tür yansıma diyebilirsiniz.

İşbirliğiniz 13 yıldır devam ediyor. Bütün bu yıllar boyunca ilişkinizde değişen bir şey oldu mu? Hala birlikte çalmaktan heyecan duyuyor musunuz?

Sasha: Uzun saatler boyunca çalıp, farklı birçok deneyim yaşadıktan sonra bir araya geldik. Fakat hiçbir şey değişmedi; hala performanslardan önce heyecanlanıyoruz, hala yapacak çok şey var. Her ikimiz ayrı birer kariyer sahibiyiz, yürüttüğümüz prodüksiyonlarımız var ve birbirimize saygı duyuyoruz. İyi arkadaşız ve bu değişmeyecek.

Digweed: Açık ki, ikimizin de belli DJ’lik yöntemleri var. Sasha mükemmel bir DJ, programlamada ve miksde çok iyi. Müzik zevklerimiz benzer ama plaklarımızı tamamen farklı bir şekilde çalarız. İkimizi de heyecanlandıran şey bu.

İkili olarak ya da tek başınıza çalmanın hangi yönlerinden hoşlanıyorsunuz?

Digweed: Ben her ikisinden de aynı şekilde hoşlanıyorum.

Sasha: Her ikisi de farklı duygular yaratıyor. Tek başınıza olduğunuzda, daha esnek olabilir, aynı performansta hem deneysel hem de alışılan şekilde çalabilirsiniz. Fakat ikili olduğunuzda, izlemeniz gereken bir yöntem vardır; bu yöntem çok katı olmasa da atacağınız bir sonraki adımı düşünmeniz gerekir. Her iki şekilde de farklı zorlayıcı dinamikler vardır ve bunlar farklı duygular yaratır. Fakat ikisi de beni çok heyecanlandırıyor.

Çalmaktan en çok hoşlandığınız yer neresi?

Sasha: Muhtemelen Buenos Aires…

Digweed: Güney Amerika turumu yeni tamamladım. Buenos Aires inanılmazdı. Orada Hernan Cattaneo ile bir performans gerçekleştirdik. Sadece ikimiz için 8- 9 bin kişi gelmişti. Sahnenin en önündeki kişiden en arkadakine kadar herkes 8 saat boyunca dans etti. Gerçek olamayacak kadar olağanüstüydü. Buenos Aires, Japonya’nın yanı sıra benim diğer favorim.

Hangisinden daha çok hoşlanıyorsunuz? Büyük kalabalıklara çalmaktan mı yoksa daha ufak çaplı performanslardan mı?

Sasha: Farklı bir sinerjisi olan festivallerden ya da büyük partilerden hoşlanıyorum. Fakat daha enerjik olan ufak çaplı etkinliklerden de haz duyuyorum. Her ikisinin de kendi özellikleri var. Tek başıma çalıyorsam ufak şovları, ikili isek büyük performansları seçerim.

Digweed: Çalarken kalabalıktan uzakta bulunduğunuz için festivaller oldukça zor olabilir. Fakat sahnedeyken çoğunlukla sizinle dans pisti arasında bir bariyer oluyor. Onu ortadan kaldırabilirseniz, işte o zaman dünyada ona benzer herhangi bir yer daha yoktur. 200 ya da 20 bin kişinin önünde çalmam fark etmez, her zaman heyecan duyarım. Eğer heyecanlanmıyorsanız, umursamıyorsunuz demektir. Bir şeye tutkuyla bağlıysanız, daha iyisini yapmak için çabalarsınız. Aksi takdirde yaptığınız işten bıkarsınız.

Bir yıl içinde kaç uçak seyahati yapıyorsunuz?

Digweed: Çok fazla. Muhtemelen herhangi bir uçak personelinden daha fazla!

Sasha: Tam olarak bilmiyorum ama bir yıl içinde sadece bir ayı evimde geçirebiliyorum. Gerisini hesaplayın!

Neredeyse tüm vaktinizi uçarak ve dünyanın çeşitli yerlerinde çalarak geçiriyorsunuz. Bu şekilde yaşamak için kendinizi nasıl hazırlıyorsunuz?

Sasha: Gıdalara dikkat etmek ve vitamin almak şart. Turda seyahat ettiğiniz süre boyunca kendinize ait hiçbir “özel” vaktiniz olmuyor. Dünya çapında tura çıkmak böyle bir şey.

Digweed: Votka içerek, meyve yiyerek ve eğer uygun bir yer bulabilirsem iyi bir uyku çekerek kendimi hazır tutmaya çalışıyorum.

Öyleyse, uluslararası DJ olmak sizce cazip bir durum mu?

Sasha: Bence büyüleyici. Dünyanın her yerinde hayranlarım var. Dünyanın her köşesinde saygı görmenizi sağlayacak böyle bir işe sahip olmak gerçekten hoş, fakat ödemeniz gereken bazı bedeller de var. Hiç kimse bunun kolay olduğunu iddia edemez ama yine de harika.

Digweed: Bazen bu konuda düşünüyorum. Herkes bir yıl içinde ne yapmak istediğine, üç yıl ya da beş yıl içinde nereye varmak istediğine bakar. Fakat ben hala DJ’lik yapmaktan ve seyahat etmekten gerçekten hoşlanıyorum. Bu yüzden de yakın bir gelecekte duracağıma dair herhangi bir işaret yok.

Dans müziğin dışında başka neler dinliyorsunuz? Son dönemde ilginizi neler çekiyor?

Sasha: Birçok şey. iPod’um elektronik olmayan müziklerle dolu. Son dönemde özellikle Neil Young dinliyorum.

Digweed: Radioslave diyebilirim.

Müziğine remiks yapmak istediğiniz herhangi bir sanatçı var mı?

Digweed: Elton John.

Sasha: Neil Young.

Yazan: Zülal Kalkandelen

Translate