13 Nisan 2008 Pazar

Moby İle Bir New York Gecesi


By on 14:36:00



© Zülal Kalkandelen
Cumhuriyet Hafta Sonu/12 Nisan 2008

Nisan ayı, 2008’in en iyi albümler listesine girecek bir albümü de beraberinde getirdi. Çağdaş müziğin önde gelen isimlerinden Moby, son albümü “Last Night” ile bir süredir uzaklaştığı dans listelerine iddialı bir şekilde geri döndü. Bundan önceki son iki albümü “Hotel” ve “18”deki yavaş tempolu elektronikadan uzaklaşması, kimilerini sevindirirken kimilerini de üzmüşe benziyor. Bana sorarsanız, Moby, bugüne kadar denediği her müzik türünde başarıyı yakalamış, sıradışı bir müzisyendir. Basında çıkan çoğu yazıda, çok uzun zamandır tek bir tekno şarkı bile yapmamış olmasına karşın, sadece “tekno” ile ilişkilendirilmiş olması hayret vericidir. Moby’nin dehası, herhangi bir müzik türüne saplantılı bir şekilde bağlı kalmadan, farklı müzik türlerini bir arada kullanabilme başarısında yatıyor. 1999 tarihli “Play” albümünde eski soul ve gospel şarkılarını elektronika ile muhteşem bir şekilde buluşturunca, albüm tüm dünyada 10 milyondan fazla satmıştı. O satış rakamına bir daha ulaşır mı bilinmez, ama “Last Night”ın sanatçının uzun zamandır yaptığı en iyi çalışma olduğu kesin.

Bu defa, bizi eski disco dönemine geri götürüyor Moby. Albümü dinlerken, bir zamanlar hip-hop’ın disco müzikten esinlendiği, rave partilerin, old-school ve underground müziğin hakim olduğu 70’lerin sonları ile 80’lerin başına gidiyoruz. Onca hareketin ve dansın arasında, albümde biraz da Moby’nin ustalığını kanıtladığı ambient şarkılar da var tabii.

“Last Night”ın ilginç bir özelliği, bir konsept albüm olarak planlanması. New York’un renkli gece hayatını, 60 dakikalık bir albüme sığdırmış Moby. Aslında, kentteki çok çeşitli müziğin verdiği heyecanı yansıtmış şarkılarına. Bu nedenle, albümde birbirinden farklı türde 12 şarkı yer alıyor.

“I Love To Move In Here”, hip-hop’ın sadece eğlenceye hizmet ettiği, disco müzikten etkilendiği ilk dönemlerine adanmış. Moby, bu şarkı için hip-hop’ın meşhur ismi Grandmaster Caz ile işbirliği yapmış. Rap dünyasını izleyenlerin yakından tanıdığı Grandmaster Caz, Sugar Hill Gang’in ilk piyasa hiti “Rappers Delight”i yazanlardan birisi. Moby ile yaptıkları bu şarkı ise, eski usul rap tarzını yansıtan oldukça ilginç çalışma olmuş.

“257.Zero”, Fransız dans müziğinden esinlenen elektronik sounduyla dikkat çekiyor. Müziğin üzerine 2. Dünya Savaşı’ndan ve Kore Savaşı’ndan kalan eski radyo kayıtlarının sample’larını ekleyen Moby, bu şarkı için ilginç bir değerlendirme yapıyor. Gecenin 11’inde Avrupa’da garip bir havaalanında Prag’a uçmak üzere olduğunuz andaki atmosferle özdeşleştiriyor şarkının havasını.

Albümün en güzel şarkılarından birisi, “Everyday It’s 1989”. 90’ların başındaki piyano odaklı rave şarkılarını anımsatan şarkı, bu yıl dans pistlerinin vazgeçilmezlerinden birisi olmaya aday.

İngiltere’de ilk single olarak yayımlanan “Alice” adlı şarkı ise, bugüne kadar duyduğum en akıcı rap performanslarını hafızama iyice yerleştirdi. İlk dinlendiğimde kulağıma çok da hoş gelmeyen şarkıyı, ancak birkaç dinlemeden sonra benimseyebildiğimi söylemem gerek. Bunun nedeni belki de şarkının, Moby beste yaptığı sırada bass pedalındaki bir arıza sonucunda ortaya çıkan sesle açılması. Siz de “Alice” çalarken CD’niz bozuk diye düşünmeyin; şarkı o duyacağınız garip sesin üzerine inşa edilmiş. Vokaldeki o muhteşem rap ise, İngiltere’de yaşayan Nijerya kökenli 419 Crew gruba ve Aynzli adlı müzisyene ait.

Albümde“Hyenas” adlı şarkı ile birlikte yine melankolizme dalmış Moby. Karaoke barda şarkı söylerken keşfettiği Cezayirli bir kadının kendisine eşlik ettiği vokallerin de, bu hissin yaratılmasında payı büyük. Nabeelah adlı kadın hiç İngilizce bilmediği için, bir Rimbaud şiir kitabından Fransızca mısralar okumasını istemiş Moby. Sonuç mükemmel.

İyi sesleri keşfetmekte ayrı bir yeteneği olduğunu bu albümde bir kez daha kanıtlayor ünlü müzisyen. Amerika’da ilk single olarak çıkan “Disco Lies”ı dinlediğiniz anda ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Donna Summer’ı andıran yorumuyla Shayna Steele ve yüksek tempolu melodisiyle “Disco Lies” tek kelimeyle olağanüstü. Albümün hit olmaya aday bir diğer şarkısı ise, yine piyano ağırlıklı bir rave şarkısı olan “The Stars”.

Moby’nin yeni albümü, dans müziğinde esip fırtınalar yarattığı günlerine bir tür dönüş habercisi. Dans etmek, eğlenmek, biraz melankolizme kapılır gibi olurken yine kendini kaybedercesine müziğin ritmine kapılmak ve yatağa giderken de tatlı duygularla başbaşa kalmak istiyenler için bire bir “Last Night”. Moby, yapmış yine yapacağını...

Yazan: Zülal Kalkandelen

Translate